301 maden işçisinin katledilmesiyle gündeme gelen Soma, bir süredir yüzlerce maden işçisinin maden patronları tarafından ödenmeyen tazminatlar ve maaş alacakları nedeniyle Ankara’ya yürüyüşe geçmek üzere düzenledikleri eylemlerle tekrar gündeme geldi. Soma’da Bağımsız Maden İş Sendikası öncülüğünde başlayan mücadele, Türkiye’nin gündemine oturmasının ardından, bir kısım işçilerin haklarının kazanılmasıyla sonuçlandı.
Bağımsız Maden İş, Sendikalı madencilerin sürdürdüğü mücadelede, bir dizi basın açıklaması yapmıştı. Bu basın açıklamalarından birinde, bölgedeki madenlerin büyük kısmında yetkili olan Türkiye Maden İş Sendikası’nın, işçilerin hakkını gasp eden Uyar Madencilik patronları ile iş birliği yaparak işçilerin haklarını almaları bir tarafa, mağdur ettiklerini bildiren ifadeler kullanıldı. Türkiye Maden İş Sendikası, yapılan basın açıklamalarından birinde Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Kamil Kartal’ın kurumlarına yönelik “Katil” ifadesini kullandığı iddiasıyla Soma Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu. Türkiye Maden İş Sendikası’nın “hakaret ve iftira” suçlamasıyla şikâyete konu ettiği açıklamadaki ifadelerin tamamı şöyle idi: “…başka bir şey yapıyorlar, şu an büyük ihtimalle toplantı yapıyorlar Uyarlı arkadaşlarla, yine bir takım alavere, dolanla bu işi başka bir mecraya taşımaya çalışacaklar. Katil Sendika…”
KATİL DEDİĞİNİ İNKAR ETMEDİ
Şikayet üzerine şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırılan Kamil Kartal, savcılığa verdiği ifadede, sendikaya yönelik “katil” sözünü kullandığını yalanlamadı. Kartal ifadesinde, Türkiye Maden İş Sendikası’nın Soma’da katledilen 301 madencinin çalıştığı maden ocağında yetkili sendika olduğu, buna rağmen işçilerin güvenliklerini sağlayacak çalışmalar yapmadığını, bu nedenle 301 madencinin hayatını kaybettiği katliamın yaşanmasında payları olduğunu, dava açılması halinde bunları belgeleriyle tek tek ispatlayabileceğini dile getirdi.
Savcılık, “katil” ifadesinin şüpheli tarafından da inkar edilmediği ancak tüm yaşananlar değerlendirildiğinde bu sözün hakaret suçunu oluşturmayacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına kararı verdi.
İFADE VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA
Savcılık verdiği kararda, “….Kamil Kartal tarafından, madencilerin hak ve çıkarlarını koruma amacına hizmet etmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından da işçilerin lehine hareket etmesi gerektiği düşünülen sendikanın bu görev ve amacına uygun davranmadığı gibi kamuoyunda derin bir üzüntü ve infiale sebep olan 301 maden işçisinin vefat etmesinin ardından da kuruluş ve işleyiş amacına riayet etmediği inanç ve düşüncesinde olan şüphelinin yaptığı konuşmanın hakaret suçunu oluşturacak nitelikte bulunmadığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bir çok kararda da vurguladığı üzere kaba nezaket dışı sözler olsa da eleştiri boyutunda kaldığı ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Anayasası tarafından korunan düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararının verilmesine” ifadeleri yer aldı.