Cumartesi, Aralık 21, 2024
spot_img

Türkiye’nin Taliban’ın İnancıyla Ters Bir Yanı Olmalı

Erdoğan'ın ‘Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok’ demeci onun İslamcılığının pragmatik, Makyavelist yorumunun yansımasıdır

Meyân-ı güft-ü-gûda bed-meniş îhâm ider kubhın

Şecâ’at ‘arz iderken merd-i Kıbtî sirkatin söyler

Koca Ragıp Paşanın Söyler redifli bir gazeli vardır. Bugün değme edebiyatçının anlayamayacağı kadar ağdalı bir Türkçeyle söylediği bu gazel ilginç biçimde son dizesiyle Türk kültür ve edebiyatında sarsılmaz bir yer edinmiştir.

Kötülüğü meslek hâline getirenler, konuşma arasında (dedi kodu ortamında) işledikleri kabahati duyurur/hatırlatırmış.

Şecaat arz ederken merdi Kıpti sirkatin söyler: Kıpti (Mısırlı/Çingene), kahramanlığını/korkusuzluğunu anlatırken yaptığı hırsızlığı söylermiş.

Türkiye’deki İslamcıların lideri hatta bazılarının gözünde dünya Müslümanlarının lideri, AKP Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok’ deyince bu söz aklıma geldi. İslamcı nitelemesine çok kızsa da Erdoğan tam anlamıyla bir İslamcıdır. Bu demeci de onun İslamcılığının pragmatik, Makyavelist yorumunun yansımasıdır. El Kaide, Işid, Taliban, Vehhabiler, Selefiler dayanaklarını Kur’an ve hadislerden alan 1400 yıllık bağnaz İslam yorumunun günümüzdeki savunmacılarıdır. Ve ne yazık ki savunmalarının da uygulamalarının da en eski İslam tarihi kaynaklarında örnekleri vardır. Gerçekte Ortaçağda kalması gereken bu sosyal ve siyasal yorumlar günümüzde de geniş Müslüman kitleleri etkileyebiliyor. Elbette İslam’ı Ortaçağın en bağnaz uygulamalarıyla yorumlayanlar gibi yine Ortaçağda ama bugün bile takdir gören daha hümanist İslam yorumlamalar da vardır: Yunus Emre gibi, Mevlana gibi…

1400 yıllık İslam Tarihinde bu iki anlayışın arasında çeşitli ton farklarıyla yer alan onlarca İslam yorumundan söz edilebilir. Yukarıda örneklediğimiz 1. İslam yorumunun temelinde aşağıda örnekleyeceğimiz ayetler ve “Cennette her erkeğe beş yüz huri, dört bin bakire kadın ve sekiz bin dul kadın verilecektir.” vb. anlamındaki hadisler vardır.

2. İslam yorumunda ise yine kaynağını Kur’an’dan aldığına inandığımız Yunus Emre’nin şu dizeleri örnek gösterilebilir.

Cennet cennet dedikleri

Birkaç köşkle birkaç huri

İsteyene ver anları

Bana seni gerek seni”

1.ciler, kafa kesen, kadınlara tecavüz eden tarihi eserleri yıkmaktan çekinmeyen bağnaz cihatçılardır. Bunlar cennette köşk kapmak, hurilerle yatmak için her türlü vahşeti işlemeye hazır bir zihin yapısındaki Müslümanlardır. İkinciler ise sadece Allah aşkıyla hareket eden kimseye ne kini ne de düşmanlığı bulunan büyük ölçüde Horasan ve Anadolu’da biçimlenen Müslümanlıktır. R.T.Erdoğan’ın kastı çok açık olmasa da bu iki Müslümanlık arasındaki fark çok açık. Yani Taliban’a ters düşecek çok farklı bir İslam anlayışı var bu topraklarda, Anadolu’da.

Taliban ve benzeri örgütler Kuran’daki şu ayetleri esas alarak siyaset üretiyorlar:

60 Mümtehine 9 Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. Diyanet İşleri Meali (Yeni)

4Nisa/91 Diğerlerini de sizden ve kendi kavimlerinden güvende olmayı istiyor bulacaksınız. (Ama) Fitneye her geri çağrılışlarında içine baş aşağı (balıklama) dalarlar. Şayet sizden uzak durmaz, barış (şartların)ı size bırakmaz ve ellerini çekmezlerse, artık onları her nerede bulursanız tutun ve onları öldürün. İşte size, onların aleyhinde apaçık olan ‘destekleyici bir delil’ kıldık. Ali Bulaç Meali

2Bakara 191 Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kâfirlerin cezası işte böyledir. Ali Bulaç Meali

2Bakara193 Fitne kalmayıp, yalnız Allah’ın dini ortada kalana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse sataşmayın. Zulmedenlerden başkasına düşmanlık yoktur. Diyanet İşleri Meali (Eski)

9Tevbe 29 Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam’ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.” Ali Bulaç Meali

İşte bu ayetler Müslümanların kurtuluşu ve Gerçek İslam savlarıyla ortaya çıkan radikal İslamcı hareketlerin yaptıkları zorbalığın da vahşetin de dayanaklarıdır. Oysa örneğin 10Yunus 99.’da ”Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi elbette topyekûn iman ederlerdi. Böyle iken  mü’min olsunlar diye sen mi  insanları zorlayacaksın?“ (DİB Eski)ayeti de vardır.

Oysa Bakara 256 “La ikrahe fiddin ”Dinde zorlama yoktur; Kafirun 5 te “Leküm diniküm veliyeddin”, “Sizin dininiz size benim dinim bana” ayetleri de vardır Kuran’da. “Eğer seni yalanlarlarsa, onlara de ki: ‘Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.‘ diyen (Ali Bulaç)  Yunus 41’de…

İnanıyorum ki Yunus Emre’nin de Mevlana’nın da barışçı, insancıl İslam yorumunda bu ayetler etkilidir.

Temel tezimiz şudur. Gerçek İslam yoktur; İslam’ın yorumları vardır. Aynı sav diğer dinler için de geçerlidir. Bu savı 1400 yıllık İslam tarihi konusunda oldukça kafa yormuş biri olarak ileri sürüyorum. Çünkü bu 1400 yıllık pratik şunu göstermiştir: Geçmişten günümüze birbiriyle mücadele etmiş yüzlerce mezhep, tarikat, cemaat var. Yine birbiriyle mücadele etmiş irili ufaklı onlarca Müslüman devlet ortaya çıkmış, sonra da yıkılıp gitmişlerdir. Bu Müslüman devletlerin çoğunlukla birbirini yıktığı da tarihsel gerçektir.

Bugün Taliban, El Kaide, Işid, Nusra hatta ÖSO vb. örgütlerin İslam’ın en vahşi yorumlarıyla boy gösterdikleri açıktır. Erdoğan’ın sözleri bilinçaltının dışa vurumu mudur yoksa sırf Kabil Hava Limanı’nın korunmasını elde etmek ve Amerika’ya yaranmak için edilmiş sözler midir, bilinmez. Ama son on yıllık uygulamalarındaki bütün olumsuzluklara rağmen AKP’yi Taliban’la aynı safa koymak, aralarında ters düşülecek noktalar yoktur, demek –bu sözü Erdoğan bile söylese– inandırıcı olmaz. Elbette AKP tabanında Taliban zihniyetinde ya da biraz daha ılımlı İhvan zihniyetinde küçümsenmeyecek sayıda radikal İslamcı kişiler var. Bunların, partide halk nezdindeki güçlerinden çok daha fazla etkili oldukları da kesindir. Erdoğan’ın bu kesimi zaman zaman pışpışladığı da kesin. Ama en az 15 milyonluk bir kitleyi hâlâ etkileyen Erdoğan’ın siyasal çıkarını başka noktalarda gördüğü an bu sözünün de tam aksini söyleyebileceğini ileri sürmek için kâhin olmaya da uzman olmaya da gerek yoktur.

Bir Cevap Yazın

Tunay Bayrak
Araştırmacı, Yazar
[td_block_social_counter style="style8 td-social-boxed td-social-font-icons" twitter="tunaybayrak" tdc_css="eyJhbGwiOnsibWFyZ2luLWJvdHRvbSI6IjMwIiwiZGlzcGxheSI6IiJ9fQ==" facebook="tunay.bayrak.1" open_in_new_window="y" manual_count_facebook="790" block_template_id="td_block_template_1" social_rel=""]
[td_block_10 limit="6" custom_title="YAZARIN DİĞER YAZILARI" autors_id="14" block_template_id="td_block_template_6" f_header_font_family="fs_4" f_header_font_weight="600"]