Pazar, Aralık 22, 2024
spot_img

Türk Pop Müziği’nin Çehresini Değiştirdi ve Asla Unutulmadı

Onno Tunç ya da tam adıyla Ohannes Tunçboyacıyan. Önceki gün, ölüm yıldönümüydü… Hediye bir gitarla başlayan müzik hayatına 175 şarkı sığdırdı. ‘Sen Ağlama’, ‘Git’, ‘Gülümse’ ve niceleri… Halen müziğiyle yaşamaya devam ediyor

Müzisyen, perküsyoncu Arto Tunçboyacıyan’ın, 1996 yılında bir uçak kazasında kaybettiği ağabeyi Onno Tunç için bestelediği ‘My Royal Brother’ (Benim Asil Kardeşim) şarkısını dinledim dün gece. Udun, curanın sesi boşluğa dalga dalga yayılırken geçmişe gittim: Çocukluğumun, ilk gençlik yıllarımın o hayallerle ve müzikle dolu zamanlarına…

Onno Tunç’un, zamanının ötesindeki müziği, şarkıları tek tek aklımdan geçti. Hüzünlendim, anılarımın arasında içsel bir yolculuğa çıktım. Size, “Onno Tunç’un şarkılarını hatırlıyor musunuz?” diye sormayacağım. Çünkü biliyorum ki müzikle içli dışlı biriyseniz mutlaka biliyor ve dinliyorsunuzdur bu önemli besteci ve müzisyenin, Türk Pop Müziği’nin çehresini değiştiren parçalarını. Evet, Onno Tunç Türkiye’de pop müziğin gidişatını değiştirdi ve müzikal anlamda önemli bir miras bıraktı ardında.

Her şeyden önce müziği çok iyi bilen değerli bir sanat insanıydı Onno Tunç ya da tam adıyla Ohannes Tunçboyacıyan. Çok iyi bir basçıydı… Besteciydi… Aranjördü… Sadece pop müziği değil, Klasik Batı Müziğini ve Doğu makamlarını da çok iyi biliyordu. Onu özel ve önemli kılan özelliklerinden biri de bilgisini, birikimlerini, geniş vizyonunu bestelerine ve yaptığı düzenlemelere yansıtabilmesiydi. Aksi taktirde Türk Pop Müziği’nin yolculuğunda önemli bir kilometre taşı ve dönüştürücü olması nasıl mümkün olabilirdi?

Şimdi müsaade ederseniz 14 Ocak 1996’da yani tamı tamına yirmi beş yıl önce sonsuzluğa uğurladığımız Onno Tunç’un öyküsüne en başından başlamak isterim: 20 Aralık 1948’de İstanbul’un Feriköy semtinde dünyaya gözlerini açtı, Onno Tunç. Babası Setrak Bey kunduracı, annesi Valentin Hanım ise ev hanımıydı.

Müziğe çocukken kilise korosunda başladı. Okula devam ederken aile bütçesine katkıda bulunmak için bir yandan da çalışıyordu. O zaman çok istemesine rağmen enstrüman alamamıştı kendine. Çocukken Arman isminde bir arkadaşı vardı. Arman’ın annesi, yeteneğinin farkında olsa gerek ki, Onno Tunç’a bir gitar hediye etti. O gitar, bu büyük müzik adamının hayatında son derece önemli bir rol oynadı. Zira Onno Tunç, kısa sürede ve kendi kendine gitar çalmayı öğrendi. O kadar iyi bir kulağı ve öylesine büyük bir yeteneği vardı ki gitarda yetkinleşmesi fazla sürmedi. Sonunda müzik topluluklarında çalacak ve geçimini müzikten sağlayacak düzeye ulaştığında, Türk Pop Müziği’nin gidişatını değiştirecek yolun ilk taşları da döşenmiş oldu.

Kısa zamanda müzik piyasasında bas gitarist ve kontrbasçı olarak adını duyuran Onno Tunç, aralarında Bülent Ortaçgil’in ‘Benimle Oynar mısın’, Mazhar Fuat Özkan’ın ‘Ele Güne Karşı Yapayalnız’ ve Oktay Temiz’in ‘Zikir’inin de olduğu pek çok albümde bas çaldı. Çeşitli orkestralarla birlikte sahne aldı. 1970’li yıllarda Ajda Pekkan, Nilüfer, Nükhet Duru gibi yorumcularla çalıştı.

Müzik bilgisi, yeteneği ve çalışkanlığı onu aranjörlüğe de taşımıştı. 1970’lerin sonunda ise kendini ispatlamış önemli bir müzik adamıydı. Öyle ki 1978 ve 1981 yıllarında aranjör ve orkestra şefi olarak Türkiye’yi Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil etti. Bu arada, şu anda dünya çapında bir müzisyen ve besteci olan erkek kardeşi Arto Tunçboyacıyan’ı da yetiştiriyordu. Müzik kariyerine uzun yıllardır Amerika’da devam eden Arto Tunçboyacıyan, zaman zaman Türkiye’ye gelerek ağabeyinin Sezen Aksu ve diğer sanatçılarla yaptığı albümlere katkıda bulunacaktı.

1981, hem Onno Tunç hem de Türk Pop Müziği için önemli bir yıldı. Zira Onno Tunç’un ilk bestesi ‘Seninle’, 1981’de Nükhet Duru’nun icrasıyla yayınlandı. ‘Seninle’nin müziği güzel ve duyguluydu; düzenlemesi ise yaylılar ile bas gitarın ana melodiye eşlik eden dokunuşlarıyla hafızalara kazınıyordu. ‘Seninle’, pek çok insanla birlikte o dönemde genç bir şarkıcı olan Sezen Aksu’nun da dikkatini çekti. Aksu, şarkıyı dinler dinlemez Nükhet Duru’yu arayarak Onno Tunç ile tanışmak istediğini söyledi. Sonrası yıllarca sürecek bir müzikal iş birliğinin ve unutulmaz bir aşkın öyküsü.

Onno Tunç’un vefatından yıllar sonra bir gazeteye demeç veren Nükhet Duru, onların ilk görüşte birbirlerinden etkilendiklerini söyleyecek ve şöyle diyecekti: “Onno’yu ben tanıştırdım Sezen ile. Ve daha ilk tanıştıkları anda böyle lehim ışıkları gibi gözlerinden bir şeyler çıktı. Ve ben o işin aşka dönüşeceğini hissettim.”

Onno Tunç ile Sezen Aksu’nun birlikte ürettiği albümlerin ilki 1984 yılında yayınlanan ‘Sen Ağlama’ idi. Bu albümde yer alan, sözlerini Aysel Gürel’in yazdığı ‘1945’ Onno Tunç’un en sevdiği bestesiydi. Verdiği röportajlarda Hiroşima ve Nagazaki’ye 1945’te atılan atom bombasının kurbanlarına ithaf ettiği bu eser hakkında, “en beğendiğim bestem” demişti Onno Tunç. Gerçekten de hayranlık uyandırıcı, yılların eskitemediği bir şarkıdır ‘1945’. Sözleriyle müziğinin uyumu, derinliği ve orkestrasyonuyla Türk Pop Müzik tarihinin en parlak yıldızlarından biridir.

‘Sen Ağlama’yı, ‘Git’, ‘Sezen Aksu 88’, ‘Sezen Aksu Söylüyor’ ve ‘Gülümse’ izledi. ‘Gülümse’ albümünün ilk parçası ‘Hadi Bakalım’ o kadar popüler oldu ki bilmeyen kalmadı. Avrupa’da da sevilen şarkı, farklı dillerde seslendirildi.

1991 tarihli ‘Gülümse’, Sezen Aksu ile Onno Tunç’un son ortak albümüydü. Sonrasında ikisi de farklı iş birlikleri içinde müzik hayatlarına devam ettiler. 1990’larda Nilüfer, Zerrin Özer, Ayşegül Aldinç, Zuhal Olcay gibi sanatçıların albümlerini hazırlayan Onno Tunç, bu yıllarda daha eklektik ve tempolu şarkılara imza attı. Nilüfer’in söylediği ‘Eğrisi Doğrusu’, ‘Yeniden Sev’; Zerrin Özer’in seslendirdiği ‘Olay Olay’, ‘Bana Hep Bana’ bunlar arasında sayılabilir. Bu arada dünyaca ünlü müzik grubu Gipsy Kings’in ‘Yeniden Sev’i İspanyolca sözlerle seslendirdiğini de unutmamak gerekir.

Zuhal Olcay’ın 1993 senesinde yayınlanan ve Onno Tunç eserlerinden oluşan ‘Oyuncu’ adlı albümünde bestecinin “1945’ten sonra en sevdiğim ikinci şarkım” dediği ‘Tango’ da yer alıyordu. Chopin’in müziğini andıran bir piyano solosuyla başlayan ‘Tango’ hem bestesi hem de düzenlemesiyle güzel bir şarkı.

175 şarkıya, ‘Su’ isminde enstrümantal bir esere, aralarında ‘Rumuz Goncagül’ ile ‘Aaahh Belinda’nın da olduğu filmlerin müziklerine, yüzlerce düzenlemeye imza atan Onno Tunç, Türk Pop Müziği denince akla ilk gelen isimlerden biri ve her zaman da öyle kalacak.

Önceki gün, Onno Tunç’un ölüm yıldönümüydü. Onu her zamankinden daha çok düşündüğüm ve andığım bir gündü… Ardında bıraktığı onca güzel eseri aklımdan geçirdikçe onun sadece bedenen aramızdan ayrıldığını, müziğiyle yaşamaya, hayatımıza dokunmaya devam ettiğini daha iyi anlıyorum. Yolu ışık olsun!

- Advertisement -

1 Yorum

Bir Cevap Yazın

Özlem Ertan
Gazeteci, Yazar
[td_block_social_counter style="style8 td-social-boxed td-social-font-icons" twitter="ozlemertan " tdc_css="eyJhbGwiOnsibWFyZ2luLWJvdHRvbSI6IjMwIiwiZGlzcGxheSI6IiJ9fQ==" open_in_new_window="y" block_template_id="td_block_template_1" social_rel="" instagram="ozlem_ertan1/" manual_count_twitter="1320" manual_count_instagram="1520"]