Cumartesi, Aralık 21, 2024
spot_img

Kur’an’da İçki Haram Mı?

İslam’da içki yasaklarının hikayesi: “İçki yasağı vahiylere Hz. Muhammed’in peygamberliğini ilan ettikten on dört yıl sonra yansır. Üstelik kesin biçimde değil…”

Gah giderim medreseye, ders okurum Hak için

Gah giderim meyhaneye, dem çekerim kime ne

Sofular haram demişler bu aşkın şarabına

Ben doldurur, ben içerim, günah benim kime ne

                                                 KUL NESİMİ

Kul Nesimi böyle diyor ammaaa…

Çok ilginçtir; Müslümanların en önemli görevleri namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek olarak kabul edilir. En uyulması gereken yasak da içki içmemek, zina etmemek, domuz eti yememektir. Örneğin adil olmak, haksızlık yapmamak, dürüst olmak, insanları sevmek, haksızlığa direnmek vb. evrensel erdemler hep bunların gerisinde kalmıştır. İçki içmediği, domuz eti yemediği, namaz kılıp oruç tuttuğu zaman insanlar iyi Müslüman olmanın koşullarını yerine getirmiş gibi rahatlarlar. Ne yazık ki bu Müslümanlar, haksızlıklara, adaletsizliklere direnmek, kul hakkı yememek, vb. konularda vicdanlarında bir kanama hissetmezler.

Müslümanların belki de en çok duyarlı oldukları, en çok uyma gereği duydukları yasakların başında domuz eti yememek ve içki içmemek geliyor diyebiliriz. Bu yazımızda içki yasağının hem Kur’an’da yer alışını hem de Müslüman toplumlarda uygulanışını ele alacağız.

Hemen söyleyelim, içki yasağı vahiylere Hz. Muhammed’in peygamberliğini ilan ettikten on dört yıl sonra yansır. Üstelik kesin biçimde değil. Üstelik aşamalı, Üstelik “Zinhar haramdır” denilerek değil. Mekke döneminde Müslümanlar içki içerlerdi; ama içki içtikleri için de cehenneme gitmeyecekler; çünkü o zaman içki yasak değildi. Bu durum iki yıl boyunca Medine’de de sürer. Ta ki Peygamber’in amcası Hamza’nın şu eylemi gerçekleştirmesine değin.

Sahihi Buhari’de Hz. Ali’den şu hadis aktarılır.

Benim Bedir Savaşı’nda ganimet olarak hisseme düşmüş bir devem vardı. Hz. Peygamber bana, Allah’ın kendisine vermiş olduğu beşte birden bir tane daha verdi. Hz. Peygamberin kızı Fatma ile evliliğimi kutlamaya niyet edince Beni Kaynuka’dan bir kuyumcuyla anlaştım; hasır otu toplamaya yardım etmek üzere benimle gelecekti. Bunu düğün yemeği masraflarını karşılayabilmek için kuyumculara satmak niyetindeydim. Ben iki yaşlı dişi deveme yük semerleri, çuvallar ve ipler derliyordum. O sırada develerim Ensar’dan birinin evinin yanına çökmüşlerdi. Bir süre sonra baktım ki iki yaşlı devemin hörgüçleri kesilmiş; böğürleri yarılıp ciğerleri çıkartılmamış mı? Bu manzarayı görünce gözyaşlarıma mani olamadım. Kim yaptı bunu? diye bağırdım. Birisi cevap verdi: Hamza b.Abdülmuttalip yaptı. Kendisi Ensar’dan içki arkadaşları, şarkıcı bir kız ve diğer dostlarıyla işte şu evdedir. Kız şarkısında şöyle diyordu: Haydi Hamza, atıl şu yaşlı develerin üzerine! Bunun üzerine Hamza kılıcına koştu, onların hörgücünü kesti; böğürlerini yarıp ciğerlerini çıkardı. Ali şöyle devam etti. Sonra ben çıktım ve Peygamberin yanına gittim. Zeyd b. Harise yanındaydı. Hz. Peygamber bir şeyler olduğunu anladı ve bana sordu: Neyin var? Cevap verdim: Ya Resulallah! Bugün gördüğüme benzer bir şeye daha önce hiç şahit olmadım. Hamza iki dişi devemin üzerine atılıp, onların böğürlerini yardı ve ciğerlerini parçalayıp çıkardı. Şimdi içki arkadaşlarıyla beraber bir evdeler. Hz. Peygamber ridasını istedi, giyindi sonra yürüyüp gitti. Ben ve Zeyd onu takip ettik. Hamza’nın bulunduğu eve geldik. Peygamber içeri girmek için izin istedi. İzin verildi. Peygamber yapmış olduğu işten dolayı Hamza’yı azarlamaya başladı. Hamza sarhoştu ve gözleri kızarmıştı. Önce Hz. Peygambere aşağıdan baktı, sonra bakışlarını kaldırıp Peygamberin dizlerine baktı. Sonra bakışlarını biraz daha kaldırıp yüzüne baktı. Sonra da şöyle haykırdı: SİZ BABAMIN KÖLELERİNDEN BAŞKA BİR ŞEY MİSİNİZ? Hz. Peygamber Hamza’nın sarhoş olduğunu anladı ve geri geri giderek dışarı çıktı.[1]

Sanırım fark edilmiştir. Dört başı mamur bir eğlence atmosferi anlatılıyor hadiste.  Denilir ki içki yasağına ilişkin ayetler bu olaydan sonra inmeye başlar.

Başka bir hadiste ise içki yasağının Ömer’in istekleri doğrultusunda peyderpey vahiylere yansıdığı anlatılır. Ömer: “Allah’ım, şarap hakkında bize tatminkâr bir açıklamada bulun” diye dua etmişti ki Bakara suresinde bulunan şu ayet indi: “Sana içki ve kumarı sorarlar. De ki “İkisinde hem büyük günah ve hem insanlara bazı faydalar vardır. Günahları faydasından daha büyüktür.” (Bakara 219). Bunun üzerine Ömer (ra) çağırıldı ve ayet kendisine okundu. Ömer yine: “Allah’ım şarap hakkında bize tatminkâr bir açıklamada bulun” dedi. Bir müddet sonra Nisa suresindeki: “Ey iman edenler! Sarhoşken ne dediğinizi bilene kadar, cünüpken, -yolcu olan müstesna- gusledene kadar namaza yaklaşmayın…” (Nisa, 43) ayeti nazil oldu. Ömer (ra) çağırıldı ve ayet kendine okundu. Ömer yine: “Allah’ım şarap hakkında bize tatminkâr bir açıklamada bulun” dedi. Bir müddet sonra, Maide suresindeki ayet indi: “Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?” (Maide 90-91). Ömer yine çağırılıp ayet kendisine okundu. Bu sefer “Evet Rabbimiz vazgeçtik, vazgeçtik” dedi.”[2]

Kur’an’da içki yasağına ilişkin ayetler şunlardır:

Nahl 6. Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır. Diyanet İşleri Meali (Yeni)

Bu ayette içki üretmenin doğal olduğu belirtilir ve zararlarından söz edilmez.

Bakara 219.Sana içki ve kumarı sorarlar, de ki: “İkisinde hem büyük günah ve hem insanlara bazı faydalar vardır. Günahları faydasından daha büyüktür”. Ne sarf edeceklerini sana sorarlar, de ki: “Artanı”. Böylece Allah, dünya ve ahiret hususunda düşünesiniz diye size ayetleri açıklar. Diyanet İşleri Meali (Eski)

Bu ayette ise içkinin yararları da zararları da olduğu anlatılır; zararlarının daha çok olduğu vurgulanır; ama yasaklığından yine söz edilmez.

Nisa 43 Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız yahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkiye girip su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. Diyanet İşleri Meali (Yeni)

Bu ayette de içki içilebileceği ama içkili namaz kılınmayacağı anlamı vardır. İçki içmeyin gibi bir ifade yoktur.

Şimdi bu ayetleri tümüyle nesh eden ( hükmünü ortadan kaldırdığı iddia edilen) Maide suresi 90 ve 91.ayetleri görelim:

Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. 91. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz? Diyanet İşleri Meali (Yeni)

Görüldüğü gibi bu iki ayette de içki ve kumardan söz ediliyor. Ancak bu kez bunların şeytan işi pislikler olduğu anlatılıyor. Zararları örneklendiriliyor ve kurtuluşa ermek için önce bunlardan kaçınılması sonra da vazgeçilmesi isteniyor.

Şimdi, iki ayette içki doğal sayılırken ve bir ayette zararı daha çok olsa da faydasından söz edilirken Maide 90 ve 91’de “ şeytana ait, murdar, pis, necis” vb. sözcüklerle anlatılması bir tutarsızlık değil midir? Allah içkinin pis, necis, murdar olduğunun daha önce farkında değilmiş, diyebilir miyiz? Dersek Allah’ın ”âlim, her şeyi bilen “ olduğunu yadsımış olmaz mıyız? Geleneksel İslami kaynaklarda içki ile ilgili Mushaf’taki bu farklılığın Allah’ın içkiyi aşamalı olarak yasaklamak istediği, birdenbire ve tümüyle yasaklayınca Müslümanların bunun altından kalkamayacağı için böyle yaptığı savunulur. Tutarsız, dayanaksız üstelik Allah’a “iftira edilen” bir savunmadır bu. Çünkü Allah’ın âlim ve kâdir sıfatını yok saymayı içerir böyle bir savunma.

Bir de Muhammed suresi 15.ayet var:

Allah’a karşı gelmekten sakınanlara vadedilen cennetin durumu ise şudur: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içerken lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü meyve ile bir de Rableri tarafından mağfiret vardır. Bu nimetlere erişenler, hiç ateşte devamlı kalıp kaynar sulardan içirilip bununla bağırsakları lime lime olan kimseler gibi olur mu? [55,52; 2,25; 56,20] {KM, Tekvin 2,11-14; Tesniye 8,7-10} Suat Yıldırım Meali

Bu ayette “şarap” olarak çevrilen sözcük aslında içki anlamına gelen yukarıda örneklediğimiz içkinin günah olduğunu anlatan ayetlerdekiyle aynı sözcük olan “hamr” sözcüğüdür. شَرَابٌ “şarap” sözcüğü Kur’an’da birçok yerde geçer ve “meşrubat, içecek” anlamında kullanılır. “içki” anlamı kastedildiğinde daha çok  الْخَمْر “hamr” sözcüğü kullanılmaktadır. Yani aynı sözcük kullanıldığı halde bu ayette farklı anlam verilmektedir.  Bunun nedeni ise Mushaf’taki çelişkiyi örtmektir.

Bu açıklamadan sonra şunu söyleyebiliriz. Bu ayete göre “ hamr” yani “içki”den cennette Allah’ın salih kullarına ırmaklar dolusu sunulacaktır. Peki, şu bir çelişki değil mi? Bu dünyada günah olan, bir ayete göre de şeytan işi pis bir şey olan hamr, neden cennette kullara ikram edilir, üstelik ırmaklar dolusu?

“Bu içki başka bir içkidir, sarhoş edici değildir.” gibi açıklamalar tatmin edici olmaz. Çünkü o zaman  “hamr” sözcüğünün kullanılmaması “şarap”vb. sözcüklerin kullanılması gerekirdi. Yani sarhoş etmeyen zevk verici bir içecekten söz edilecekse, şarap, şurup, meşrubat kullanılabilir; ama hamr kullanılamaz. Çünkü hamrın özelliği sarhoş edici olmasıdır. Hamr kullanıldığına göre bu dünyada vazgeçilmesi istenen içki cennette ödül olarak sunulacak demektir.[3]

İçki yasağı Halife Ömer döneminde çok katı biçimde uygulamıştır. Emeviler döneminde ise neredeyse hiç dikkate alınmamıştır.  Osmanlılarda içki yasağının Padişah ve çevresinin Bektaşi anlayışından uzaklaşıp bağnaz Sünni din adamlarının egemenliğine girdikten sonra yaygınlaştığı söylenebilir. İ.Hakkı Uzunarşılı’nın şu tespiti önemlidir: “Yıldırım Bayezid azim ve irade sahibi, cevval çok cesur ve değerli bir kumandandı. Mizaç olarak asabi, şedit, hırçın ve inatçı olduğu görülüyor. İÇKİYE İPTİLASI ASABINI BOZMUŞTU. Buna rağmen ani olaylar karşısında dengesini ve soğukkanlılığını korurdu. Bundan dolayı düşmanları pek ihtiyatlı davranıyorlardı. Yıldırım Bayezid bir hamlede Anadolu beylerini ortadan kaldırmış, Ege ve Karadeniz sahillerine inmişti…”[4]

Yıldırım Bayezıd içki içermiş hem de “müptela” derecesinde içermiş. 2.Abdülhamit’in de rom tutkunu olduğu kaynaklarda anlatılır.

İçkiyi yasaklayan 4.Murad’ın içki içtiğine ilişkin şu fıkrayı da anlatalım. 4.Murat’ın içki yasağına ünlü Bektaşi babası Bekri Mustafa uymazmış. Günün birinde zaptiyeler Bekri Mustafa’yı yakalamış ve Padişah’ın huzuruna getirirmişler. Bekri Mustafa, bir eli arkasında bir eli serbest ayakta dururken 4.Murat “Bekri Ağa, içki içiyormuşsun “demiş. Bekri” Haşa, Sultan’ım” demiş. 4.Murat yineleyerek “Ağa şarap içiyormuşsun” demiş. Bekri “Estağfirullah Sultan’ım” demiş. 4.Murat Bekriye “Sol elini öne uzat Bekri Ağa demiş. Bekri uzatmış, ama sağ el arkada. “Sağ elini uzat demiş “4. Murat. Bekri uzatmış; ama sol el arkada. 4. Murat, Bekri’ye “İki elini birden uzat!” deyince Bekri Mustafa “Oynama Murat, şişeyi kıracaksın” demiş.

İçkiye en yüksek oranda vergi koyan ve milyarlarca lira vergi alan iktidar, küresel salgın ve kapanma bahanesinden içki yasağı yaratınca Bekri Mustafa’nın cevabı daha anlamlı oluyor.

 

[1] Muhammed Esed, Sahihi Buhari, İslam’ın İlk Yılları, s.359-60-61

[2] https://hadisci.com/ebu-davud-hadisleri-sayfa-13Hadis no 592 Kaynak: Tirmizi, Tefsir, Maide (3053); Ebu Davud, Eşribe 1, (3670); Nesai, Eşribe 1, (8, 286, 287). Tirmizi hadisin sahih olduğunu söyledi

[3] Tunay Bayrak, Mushaf (Bugünkü Kur’an) Kuranı Kerim midir, s. 76

[4] Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi c.1, s.322 TTK. y.

Bir Cevap Yazın

Tunay Bayrak
Araştırmacı, Yazar
[td_block_social_counter style="style8 td-social-boxed td-social-font-icons" twitter="tunaybayrak" tdc_css="eyJhbGwiOnsibWFyZ2luLWJvdHRvbSI6IjMwIiwiZGlzcGxheSI6IiJ9fQ==" facebook="tunay.bayrak.1" open_in_new_window="y" manual_count_facebook="790" block_template_id="td_block_template_1" social_rel=""]
[td_block_10 limit="6" custom_title="YAZARIN DİĞER YAZILARI" autors_id="14" block_template_id="td_block_template_6" f_header_font_family="fs_4" f_header_font_weight="600"]