“Masallar masal gibi, efsaneler efsane gibi anlatılmalıdır. Boş inançları gerçek diye öğretmekten daha korkunç bir şey olamaz. Çocuk aklı bunları kabul eder ve çocuklar yanlış şeylere inanır. Bu yanlış inançlardan arınmak çok zor olur, uzun yıllar alır. İnsanlar boş inançlara bir gerçek gibi inanıp uğruna savaşıyorlar.” Hypatia
16. yüzyılda Raphael’in fırçasından çıkmış, gözleri doğrudan izleyiciye bakan bu kadının benim için özel bir yeri var. Yazılarımın arasında mutlaka yeri olmasını istediğim bu özel kadını anlatmak, daha doğrusu anlatabilmeye çalışmak benim için çok değerli. Twitter hesabımdaki sayfama sabitlediğim kadın bilimciler zincirimde ilk sıraya koymuştum onu. M.S. 4. yüzyılda yaşamış bu bilge kadının bize anlatacakları var. İskenderiyeli Hypatia’nın geçmişin derinliklerinden parıldayan ışığı en başta biz kadınları olmak üzere hepimizi aydınlatmaya devam ediyor. Bilgeliği, bilgisi ve öğretisiyle zamanının ötesindeki bu özel kadını tanımaya başlayalım hadi…
Hypatia ile ilk tanışıklığım sevgili Carl Sagan’ın Kozmos Belgeseli ile gerçekleşmişti. Onu öyle güzel anlatıyordu ki, etkilenmemek mümkün değildi. Hypatia ile ilgili bölüme şöyle başlıyordu Sagan;
‘’Size sonunda ne olduğunu anlatayım… Bu yerde çalışan son bilimcinin hikâyesidir bu… Matematikçi, astronom, fizikçi ve İskenderiye’deki Yeni Platoncu hareketin öncüsüdür. Bu, herhangi bir çağda, herhangi bir kişi için bile sıra dışı zenginlikte bir başarı listesidir. Onun adı, Hypatia idi. Esasında kadınların hiçbir seçim hakkının olmadığı bir çağdı. Kadınlar mal olarak görülüyordu. Buna rağmen Hypatia özgür bir biçimde, çekinmeden erkeklerin nüfuz bölgesinde dolaşabiliyordu. Söylenenlere göre muazzam bir güzelliğe sahipti ve çok fazla talibi olmasına rağmen evlenmek gibi bir düşünceye sahip değildi. Hypatia’nın zamanında İskenderiye, uzun Roma yönetiminde ciddi bir mücadele içindeydi. Antik dünyanın kanseri olan kölelik klasik uygarlığın can damarlarını kurutmuştu. Giderek büyüyen Hristiyan Kilisesi gücünü sağlamlaştırıyor ve Paganların nüfuzu ile kültürünü yok etmeye çalışıyordu. -Burada bir parantez açıyorum, Hypatia da bir Pagan idi- Hypatia tam odak noktasında, toplumsal güçlerin ortasında kalmıştı. İskenderiye Piskoposu Cyril onu kısmen de olsa Roma Valisi Orestes ile olan arkadaşlığı nedeniyle hor görüyordu. Ama özellikle Paganizm sayesinde ilk Kilise tarafından çoğunluğu tanınan bilgi ve bilimin bir sembolü olduğu için büyük bir kişisel tehlike altındaki Hypatia eğitmeye ve bilgi yaymaya devam etti. Ta ki 415 yılında işini yapmak üzere giderken yolu Cyril’in yandaşlarından oluşan bir güruh tarafından kesilene dek. ‘’
Sagan Hypatia’dan o çok sevdiğimiz Kozmos Belgeseli’nde böyle bahsediyordu. Son cümlesinin karanlık ve korkunç bir şekilde süregelen devamını anlatmadan önce, Hypatia’yı biraz daha tanımalıyız diye düşünüyorum.
Hypatia hakkındaki bilgimiz biri Hristiyan olmak üzere beş kaynaktan geliyor: öğrencisi Synesius, daha sonra Hristiyan bir piskopos; her ikisi de çağdaş olan Socrates ve Philostorgius’un dini tarihleri; Platon’un Atina’daki Akademisinin son başkanı Damascius tarafından altıncı yüzyılın başlarında yazılan Isidorus’un Hayatı; ve yedinci yüzyılın sonlarında Kıpti piskopos Nikiu John’un Chronicle’ı. Bunlardan Synesius’un kanıtı başlı başına bir sınıftır; Hypatia’ya hayran olan ve hayatı boyunca onunla iletişim halinde olan eski bir öğrencisi tarafından yazılmış mektuplardır bunlar.
Synesius’un Hypatia’nın felsefi öğretisinden nasıl bahsettiğine bir bakın… Bir öğrenci arkadaşına yazdığı mektupta şöyle diyor Synesius: “Felsefenin gizemlerine haklı olarak hükmeden hanımefendiyi kendi gözlerimizle gördük, kendi kulaklarımızla duyduk.”
M.S. 355 İskenderiye doğumlu Hypatia, yaşamı ve çalışmaları hakkında çok az, ama oldukça ayrıntılı bilgiler bulunan en eski kadın matematikçi olarak kayda geçmiş biri. Kendisi bir matematikçi ve astronom olan ve İskenderiye Müzesi’nin onaylanmış son üyesi İskenderiyeli Theon’un kızı. Annesi hakkında ne yazık ki hiçbir bilgi bulunmuyor. Bazı tarihçilere göre bir erkek kardeşi olabileceği söyleniyor. Hypatia, toplumda saygı gören babası sayesinde birçok kız ve kadından daha fazla özgürlüğe sahipti. Döneminde çoğu kadın matematik ya da fen eğitimi alamıyor ve politikaya girmelerine izin verilmiyordu. Ancak Hypatia matematik, astronomi ve felsefe okuyan ve öğreten ilk kadınlardan biri oldu. İlk eğitimini babasından alan Hypatia, devam ettirmek için Antik Çağ’da yaygın eğitim kurumlarından olan Atina Okulları’na gitti. Atina Okulu’ndaki başarısından dolayı zaferin simgesi olan defne tacıyla ödüllendirilmişti.
Hypatia, Yunan matematiksel ve astronom mirasını son derece zor zamanlarda korumak için kararlı bir çaba içerisindeydi. Zor zamanlardı, çünkü zamanın bilimsel çalışmaları sadece ayrıcalıklı ve zengin sınıfa hizmet ediyordu. Bilim halkın zekâsı ve yaratıcılığı ile buluşamıyordu. Yunan matematikçi Apollonius’un Konikleri (geometri) ve İskenderiyeli Diophantus Aritmetiği (sayı teorisi) üzerine yorumların yanı sıra astronomik bir tablo (muhtemelen babasının Almagest -Batlamyus’un eserlerinden en bilineni- hakkındaki yorumunun 3. kitabının gözden geçirilmiş bir versiyonu) ile tanınan Hypatia, babası Theon’a, Ptolemy’nin Almagest’i üzerine on bir bölümlük yorumunu yazmasında da yardım etti. Ayrıca, Öklid’in Öğeleri’nin yeni bir versiyonunun üretilmesinde babasına yardımcı olduğu düşünülmekte. Eski Yunan matematik tarihçisi Thomas L. Heath, Theon ve Hypatia’nın Öğeler baskısı hakkında şunları yazar:
“…Öğeler”in içeriğine akıl almaz eklemeler yaparken, modern bir editörün okullarda kullanılmak üzere klasik bir ders kitabını düzenlerken yapabileceği gibi, öğrencilerin kitabı incelerken hissedebilecekleri zorlukları ortadan kaldırmaya çalıştı; ve hiç şüphe yok ki, basımı İskenderiye’deki öğrencileri tarafından yazıldığı için olduğu kadar, neredeyse sadece onu kullanan daha sonraki Yunanlar tarafından da onaylanmıştı…’’
Yazmış olduğu bu birkaç eser, bazı yönleri yeniden inşa edilmeye çalışılsa da kaybolmuş. Eski ders kitaplarını geometri, cebir ve astronomi hakkında yeni bilgilerle güncellemek için babasıyla birlikte çalışan Hypatia’nın, karmaşık konuları anlaşılması daha kolay olan daha küçük parçalara ayırma yeteneği vardı. Bu nedenle, notları matematikçileri ve astronomları yüzyıllar boyunca etkilemiştir.
Hypatia kendi zamanında dünyanın önde gelen matematikçisi ve astronomu iddiasında bulunulabilecek tek kadındı. Aynı zamanda, pek çok sadık öğrencisini ve geniş kitleleri kendine çeken, felsefi konularda popüler bir öğretmen ve öğretim görevlisiydi. Onun felsefesi Neoplatonist idi ve bu nedenle Hristiyanlar, Yahudiler ve putperestler arasındaki şiddetli dini çatışmalar sırasında sakıncalı bir “pagan” olarak görülüyordu. Onun Neoplatonizmi, Platonik formlardan soyutlamanın insan gücü aracılığıyla kısmen erişilebilir, temeldeki gerçeklik olan Bir’e yaklaşımla, kendilerinin de gündelik gerçeklik dünyasından soyutlamalarla ilgiliydi. Felsefesi ayrıca onu adanmış bir bekâret hayatını benimsemeye yönlendirmişti.
Hypatia’nın kadın hakları hakkındaki görüşleri, kadınların kölelerden daha değerli, ancak erkeklerden daha az değerli olduğuna ve erkeklerin eşleri üzerinde kontrol sahibi olması gerektiğine inanan Aristoteles’inkilerden kesinlikle daha ileri görüşlüdür. Platon, kadınların güç ve ahlaki metanet için aynı kapasite olmasa da erkeklerle aynı entelektüel kapasiteye sahip olduğuna inanarak, kadınların eğitilmesi ve işgücüne girmesine izin verilebilmesi gerektiğini savunarak, biraz daha gelişmiş bir görüşe sahipti.
Hypatia İskenderiye Üniversitesi’nde saygın bir akademisyenin hayatını yönetmişti; daha önce sadece erkeklerin sahip olduğu bir pozisyondu bu. ‘Bizi birleştirenler ayıran şeylerden daha fazla, hepimiz kardeşiz’ diyen ve buna inanan Hypatia’dan matematik ve astronomi öğrenmek için şehrin dört bir yanından öğrenciler gelirdi. Astronomi ölçümlerinde kullanılan tarihi bir ölçüm cihazı olan usturlabın nasıl kullanılacağını insanlara öğrettiği için özellikle saygı duyulurdu. -Cihazın kullanım alanları arasında Güneş, Ay, gezegen ve yıldızın konumlarını belirlemek yer alır. Bu cihaz 200 yıl boyunca, denizcilerin hem günün saatini hem de okyanus üzerindeki konumlarını anlamalarına yardımcı olmuştu.-
Bu harita Milet’li Thales’ten (MÖ 600) İskenderiyeli Hypatia’ya (MS 400) kadar önde gelen Greko-Romen matematikçilerin bin yılını kapsıyor.
Hypatia’nın hayatı hakkında çok az şey biliniyor, ancak Hristiyan yobaz fanatiklerin elindeki dramatik ölümü iyi belgelenmiş durumda. Onun ölümü Hypatia’yı güçlü bir feminist sembol ve cahil önyargılar karşısında entelektüel çaba için bir olumlama figürü yapmıştı. Tek başına entelektüel başarıları, adının korunmasını ve saygı görmesini hak etmek için oldukça yeterliydi, ancak ne yazık ki, ölümünün tarzı ona daha da büyük bir vurgu yaptı. Bilgin Michael A. B. Deakin’in yazdığı üzücü satırlar şöyle diyor:
‘’Hypatia’nın hayatıyla ilgili elimizdeki en ayrıntılı hesaplar, ölümünün kayıtlarıdır. Ölümü hakkında birincil kaynaklardan, hayatının diğer yönleri hakkında öğrendiğimizden daha fazlasını öğreniyoruz.’’
Birincil kaynaklar, hatta ona düşman olan ve cadı olduğunu iddia eden Hristiyan yazarlar bile, ölümünü bir trajedi olarak kaydederken genellikle ona karşı ‘’anlayışlı’’ olmuş. Bu yazarlar, Hypatia’yı genel olarak cömertliği, öğrenme sevgisi ve Neo-Platonizm, matematik, bilim ve felsefe konularında öğretme konusundaki uzmanlığı ile tanınan bir kadın olarak tasvir ediyor.
Antik yazarlar, onun muazzam entelektüel güce sahip bir kadın olduğu konusunda hemfikirler, hatta ona düşman olan Nikiu’lu John gibi Hristiyan yazarlar bile. Deakin’in yorumu ise şöyle:
‘’İlgi alanlarının genişliği çok etkileyici. Matematik içinde, astronomi (gözlemsel yönleri de dâhil olmak üzere – usturlap), geometri (ve o günkü ileri geometri için) ve cebir (yine, zamanı için, zor cebir) üzerine yazdı, ders verdi ve hesaplama tekniğinde ilerleme kaydetti’’
Bilgi ve Öğrenmenin Beşiği İskenderiye
M.Ö. 331’de Büyük İskender tarafından kurulan İskenderiye şehri hızla antik dünya için bir kültür ve öğrenme merkezi haline gelmişti. Büyük İskenderiye Kütüphanesi’nin ana binasındaki raflarında 500.000 kitap ve bitişik bir ek binada daha fazla kitap olduğu söylenir. Bu miras o kadar etkileyiciydi ki İskenderiye, Atina ile bir öğrenme ve kültür mücevheri olarak rekabet etmişti.
Üniversitede bir profesör olarak Hypatia’nın bu kaynağa günlük erişimi olacaktı ve bundan tam anlamıyla yararlandığı da açık.
İskenderiye, Hristiyanlığın ilk günlerinde hâlâ büyük bir öğrenim yeriydi; ancak inanç, taraftarlar ve güç olarak büyüdükçe, dini gruplar arasındaki savaşlarla giderek daha fazla bölünmüştü. İskenderiye’nin bir kültür ve bilim merkezi olarak dini hoşgörüsüzlük ve şiddetle yok edildiğini ve Hypatia’nın ölümünün klasik dünyanın sonu olarak anıldığı ölçüde, bu trajediyi sembolize ettiğini söylemek kesinlikle abartı olmaz. Başpiskopos Cyril, Hypatia’nın popülaritesi ve vali Orestes ile olan dostluğu yüzünden hüsrana uğramıştı. Hristiyan tarihçi Nikiu’lu John, durumu Cyril’in bakış açısından şöyle açıklıyordu: ‘’Ve o günlerde İskenderiye’de bir kadın filozof, Hypatia adında bir pagan ortaya çıktı ve kendini her zaman sihire, usturlaplara ve müzik aletlerine adadı, şeytani hileleriyle birçok insanı kandırdı. Ve şehrin valisi [Orestes] onu sihriyle kandırdığı için fazlasıyla onurlandırdı.’’
Hypatia, ilk Hristiyanların paganizmle özdeşleştirdiği öğrenmeyi ve bilimi sembolize etmeye başlamıştı. Ancak İskenderiye’de ders verdiği öğrenciler arasında birçok önde gelen Hristiyan vardı. En ünlülerinden biri, yukarıda da bahsettiğim, daha sonra Ptolemais Piskoposu olacak olan Cyrene’li Synesius’tu. Synesius’un Hypatia’ya yazdığı mektupların çoğu korunmuştur ve Hypatia’nın öğrenme ve bilimsel yeteneklerine hayranlık ve saygıyla dolu biri olduğunu bu mektuplarından anlıyoruz.
Dini Hoşgörüsüzlük Şiddeti ve Ölüm
Hypatia Paganizmi için mi öldürülmüştü? Yoksa bilimin ya da ifade özgürlüğünün şehidi miydi? Günümüzde çoğu bilimci, vali Orestes ve Patrik Cyril arasındaki siyasi bir mücadele sırasında öldürüldüğünü düşünüyor.
Orestes, Cyril’in adamlarından biri olan Hierax adlı bir Hristiyanı şiddeti kışkırttığı için alenen cezalandırdığında gerilim artmıştı. Hierax, Hristiyanlara karşı Yahudi planlarına dair herhangi bir kanıt bulmak için Cyril adına Yahudi cemaatini gözetlemek için bir sinagoga sızmıştı. Yahudiler onu fark edince Orestes’e şikâyet ettiler ve Hierax cezalandırıldı. Bu durum, Hristiyan cemaatini Yahudilere saldırmaya teşvik eden Cyril’i öfkelendirmişti. Sonuç olarak Cyril’in taraftarlarından oluşan kalabalık yobaz bir grup tarafından Yahudiler öldürüldü, hayatta kalanlar şehirden kovuldu, malları Hristiyanlar tarafından ele geçirildi ve sinagoglar kiliseye dönüştürüldü. Yahudilere karşı kazandıkları “zaferler”den ilham alan dinsel çılgınlıkta, kalabalık daha sonra Hypatia’yı aramaya başlamıştı.
İskenderiye’nin büyük Kütüphanesinin sonuncusunu yok eden başpiskopos Theophilus’un yerine, amcasının diğer inançlara karşı düşmanlık geleneğini sürdüren yeğeni Cyril geçmişti. (İlk eylemlerinden biri Novatian Hristiyan mezhebine ait kiliseleri kapatıp yağmalamaktı.) Kentin ana dini organının başı Cyril ve sivil hükümetten sorumlu Orestes ile İskenderiye’yi kimin kontrol ettiği konusunda bir kavga başladı. Orestes bir Hristiyandı, ancak iktidarı kiliseye bırakmak istemiyordu. Cyril’in tüm Yahudileri şehirden kovup evlerini ve tapınaklarını yağmalayan bir kalabalığa önderlik etmesiyle, Yahudi aşırılık yanlılarının Hristiyanları katletmesinin ardından iktidar mücadelesi zirveye ulaştı. Orestes, Konstantinopolis’teki Roma hükümetini protesto etti ve Cyril’in uzlaşma girişimlerini reddettiğinde, Cyril’in keşişleri başarısız bir şekilde onu öldürmeye çalıştı. Ancak Hypatia daha kolay bir hedefti. O, Hristiyan olmayan bir felsefe olan Neoplatonizm hakkında alenen konuşan bir pagandı ve muhafızlar tarafından korunma olasılığı, Orestes’ten daha azdı. Hypatia’nın Orestes ve Cyril’in aralarındaki anlaşmazlıkları çözmesini engellediğine dair bir söylenti yayıldı. Sonrasında Cyril’in adamı Peter the Lector ile çetesi harekete geçti ve Hypatia trajik sonuyla karşılaştı.
Sanatçının İskenderiyeli Hypatia’nın İskenderiye patriği Cyril’in takipçilerinin elinde öldürülmesiyle ilgili izlenimi.
Filozof Hristiyan dünyasında bir pagan olduğunda, açık sözlülüğü ve iktidar eleştirileri daha kışkırtıcı hale gelmişti. Cyril ile takipçilerinin gözünde, filozofun hem bir pagan hem de bir kadın olması kesinlikle dayanılmaz hale gelmişti. Her şeyden önce Hypatia böyle davranarak en savunmasız giysisine, paganizmine dikkat çekmişti. Hypatia’nın Paganlığı kadar cinsiyetinin de vurgulandığı korku, akla ortaçağdan da tanıdığımız korkunç ve asılsız kalıbı getiriyordu:
‘’Cadılar elbette her zaman kadındı!’’
Hypatia M.S. 415’te, üniversitedeki günlük derslerini verip eve dönerken, büyük ölçüde Hristiyan keşişlerden oluşan bu fanatik yobaz kalabalık tarafından saldırıya uğradı, arabasından zorla indirilip sokağın aşağısında bir kiliseye sürüklendi ve orada çırılçıplak soyuldu, dövülerek öldürüldü ve etleri kemiklerinden kabuklarla sıyrılan cesedi yakıldı. Bilgin Mangasar M. Mangasarian, sahneyi eski tarihçiler tarafından kaydedildiği gibi şöyle anlatıyor: ‘’Ertesi sabah, Hypatia arabasında evinin önünde göründüğünde, hepsi siyah giyimli ve kukuletalı beş yüz adam, Mısır çölünün kumlarından gelen beş yüz yarı aç keşiş – çarmıhın askerleri, beş yüz keşiş – kara bir kasırga gibi, caddeden aşağı süzüldü, arabasına bindi ve onu koltuğundan çekip saçından tutup sürükledi – nasıl söyleyebilirim? – bir kiliseye!’’ Bazı tarihçiler, keşişlerin ondan haçı öpmesini, bir Hristiyan olmasını ve eğer canının bağışlanmasını dilerse manastıra katılmasını istediğini ima ederler. Her halükarda, bu keşişler, Aziz Cyril’in sağ kolu olan Peter’ın önderliğinde, utanç verici bir şekilde onu çırılçıplak soydular ve orada, sunağın ve haçın yakınında ölü bedeninin etlerini kemiklerinden istiridye kabuklarıyla sıyırdılar. Rahiplerin elleri tarif edilemeyecek kadar tiksindirici bir manzara sunarken, korkunç şiddet nedeniyle sunak, haç da lekelenmişti. Katillerin fanatik nefretlerini beslediği parçalanmış beden daha sonra alevlere atılmıştı.
Antik çağ tarihçisi Socrates Scholasticus, İskenderiye’nin Hristiyan halkının “onu çinilerle [ostrakois] öldürdüğünü” ve vücudunu parçalara ayırdığını anlatır (Gibbon ise onu canlı canlı yüzdürür). Liddell ve Scott’ın (1889) Yunanca sözlüğünde, ostrakon’un birincil anlamı şudur: “bir kiremit veya çanak çömlek parçası”. Ama aynı zamanda “kabuklar” olarak da çevrilmiştir. (örneğin, Bohn’s Ecclesiastical Library) ve Hypatia’nın ölümü bağlamında “istiridye kabukları” olarak yorumlanmıştır, -ancak kelime herhangi bir hayvanın sert kabuğu anlamına da gelebilir – Carl Sagan’ın Kozmos’unda olduğu gibi, burada kelimenin istiridye kabukları olduğu anlaşılmaktadır.
Hypatia’nın ölümünün ardından, İskenderiye Üniversitesi Cyril’in emriyle yakıldı, pagan tapınakları yıkıldı ve İskenderiye’den toplu bir entelektüel ve sanatçı göçü yaşandı. Cyril daha sonra paganizmi bastırma ve gerçek inanç için savaşma çabalarından dolayı kilise tarafından aziz ilan edildi. Hypatia’nın ölümü uzun zamandır tarihte klasik paganizm çağını Hristiyanlık çağından ayıran bir dönüm noktası olarak kabul edilmiştir. Ünlü matematikçi Hardy’nin söylediği gibi, bir çağ Hypatia’nın ölümü ile sona erdi. Bundan sonra skolostik düşünce egemenliğini 1500 yıl sürdürecek ve bilimsel yönüyle karanlık çağa girecekti.
Deakin, “Neredeyse tek başına, neredeyse son akademisyen olarak entelektüel değerleri, titiz matematiği ve Neoplatonizmi, zihnin hayati rolünü ve sivil hayatta ölçülü ve ılımlılığın sesini temsil etti” der. Dini fanatizmin kurbanı olmuş olabilir, ancak Hypatia modern zamanlarda bile bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Hypatia’nın yaşam ve ölüm hikâyesini anlatan 2009 tarihli Agora filmi de onu anlamanız için gayet güzel bir kaynaktır.
Yazımı, İskenderiye’de yaşamış Yunan Şair Palladas’ın antolojisinden güzel bir söz ile bitiriyorum. Hypatia’nın bilge ışığı sizinle olsun.
“Saygıdeğer Hypatia, bilginin süsü, bilge öğretimin paslanmaz yıldızı, seni ve konuşmanı gördüğümde sana tapıyorum, Bakire’nin [Başak] yıldızlı evine bakıyorum; çünkü senin işin cennette.” – Palladas, Yunan Antolojisi (XI.400)
Kaynaklar:
Hypatia | Death, Facts, & Biography | Britannica
Hypatia, Ancient Alexandria’s Great Female Scholar | History | Smithsonian Magazine
Hypatia of Alexandria – World History Encyclopedia
İskenderiyeli Hypatia: Zamanın Çok Ötesinde Bir Kadın – Matematiksel
Le voyage des légendes – The Life, Work and Death of Hypatia – CNRS Éditions (openedition.org)
Hypatia (370 – 415) – Biography – MacTutor History of Mathematics (st-andrews.ac.uk)