Saray/ AKP/ MHP iktidarı salgını gerekçe göstererek 17 Mayıs’a kadar her türlü etkinlikleri yasaklama ve hafta sonları sokağa çıkma yasağı ilan ederek 1 Mayıs’ın alanlarda kutlanmasını da yasaklamış oldu.
1 Mayıs’ı da içerecek biçimde yasak getiren iktidarın salgınla mücadele gibi bir amacının olmadığını biliyoruz. İktidar partileri kapalı alanlarda kongrelerini yaparken, hiç bir önlem almaksızın iktidara yakın tarikat, cemaat liderlerinin cenazelerine katılırken virüsü unutanlar, emekçileri çalışmaya zorlayanlar 1 Mayıs’ta emekçilerin bir araya gelmelerinden, taleplerini görünür kılmalarından korkuyorlar. Bu yasaklama özünde siyasi ve ideolojik bir saldırıdır ve iktidarın genel tercihidir.
1 Mayıs kutlamalarına getirilen yasaklara karşı emekçilerin, devrimcilerin, sosyalistlerin ve emekten yana olanların bulunduğu her alan, her ortam 1 Mayıs alanı olarak kullanılmalıdır. Özellikle 1 Mayıs günü çalışmak zorunda olan emekçilerin bulunduğu işyerleri başta olmak üzere 30 Nisan gününden başlayarak emekçilerin sorunlarının ve taleplerinin olabildiğince yaygın olarak gündeme getirilmesi hedeflerimizden biri olmalıdır.
1 Mayıs’ta ortaya koyacağımız sorunların çözümü ve taleplerimiz doğrultusunda daha sonraki günleri de içeren bir pratik faaliyeti de bugünden inşa etmek, Saray/ AKP/ MHP iktidarının yeni yasak ve saldırılarına karşı bugünden çözümler üretmek, bugünden yeni mücadele alanları yaratmak, bugünden işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışmasını örmek zorundayız.
Bu doğrultuda; emekçiler açısından 1 Mayıs alanının Taksim Meydanı olduğunu, Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs kutlama alanı olduğu kadar bir anma alanı olduğunu da unutmadan, unutturmadan; HER YERDE 1 MAYIS HER ZAMAN 1 MAYIS
TALEPLERİMİZ
- 1 Mayıs’taki en önemli ve ilk talebimiz yaşam hakkımızın korunmasıdır. Salgın karşısında sermayenin istekleri doğrultusunda hareket eden ve algı yönetiminin ötesine geçmeyen iktidar karşısında zorunlu meslek grupları dâhil tüm işyerleri kapatılmalı, çalışanlara ücretleri ödenmelidir.
- Çalışırken virüs bulaşanların durumu meslek hastalığı ve iş kazası kabul edilip, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlem ve uygulamalarına çalışanlar ve meslek örgütleri dâhil edilmelidir,
- Özellikle sendikal örgütlenme ve hakları için mücadele edenlere karşı kullanılan kod:29’la işten çıkarma uygulamalarına son verilmeli, KHK’lar ve kod.29 ile işten atılmış olan ve haklarında yargı kararı bulunmayan tüm çalışanlar işlerine iade edilmelidir.
- Ekonomik kriz ve salgınla birlikte daha da büyüyen gelir adaletsizliğine son verilmeli, İşsizlik Fonu ve kamu kaynakları patronlara için değil yoksullar ve işsizler için kullanılmalıdır.
- Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamak hepimizin hakkıdır. Doğanın talan edilmesine ve rant yaratmaya dönük tüm işlemler durdurulmalıdır.
- Sokakta ve işyerlerindeki her türlü cinsiyetçi, ayrımcı uygulama ve yaklaşımlara karşı eşitlik temelinde gerekli düzenlemeler yapılmalı ve etkin olarak uygulanmalıdır.
- Emekçilerin sendikal, mesleki örgütlenmelerinin önündeki yasal ve fiili engellemeler kaldırılmalı, toplu sözleşme ve grev hakkına müdahalelere son verilmelidir.