Sözün eyleme, eylemin söze dönüştüğü yerdeyiz!
Kimi zaman ağır aksak ilerliyor, kimi zaman biteviye duruyor, kimi zaman ise geriliyoruz.
Tıpkı, bizden önce yola çıkanlar, bizden sonra çıkacaklar gibi…
Zaman gibi, nabız gibi, yaşam gibi…
Soma’da, Ermenek’te ve dünyanın dört bir kıtasında mukavemetteyiz.
Haklarımız, geleceğimiz ve çocuklarımız için sermayeye, sarı sendikaya ve bizi görmezden gelen, engellemeye çalışan siyasete karşı usul usul çağlıyoruz.
Dostlarımız birikiyor, düşmanlarımız çoğalıyor…
Şimdi ise, ‘haklarımız’ için Ankara’ya kazdığımız tüneller, ‘canlarımız’, ‘canlarımız’ için İzmir’e çıkıyor.
Yerin altında da üstünde de yaşamı kazıyoruz.
“Kimse yok mu?” diye seslenen her sese, her nefese yüzümüzün kömür karası ile yanıt veriyoruz:
Buradayız!
***
“İşçi sınıfından bir şey olmaz” diyenlere inat, sınıf hareketi kendisini yeniden yaratmanın sabırlı, canlı, yaratıcı ve dirençli yollarını arıyor. Soma ve Ermenekli maden işçileri şimdi (koyu bir karanlık içindeyken bile) herkese yeniden işçi sınıfının küllerinden nasıl yeniden doğabileceğinin en canlı örneğini veriyor.
Sınıf, hareketi, hareket sınıfı sınıyor. Birbirlerini tanıyorlar.
Öğrenirken, öğretiyorlar. Öğretirken öğreniyorlar.
Sarı baretliler sermayeye, sarı sendikaya, burjuva siyasetine meydan okuyor. Buradayız diyor. Sınıfa sınıfla yanıt veriyor. Sınırları zorluyor.
Tıpkı 15-16 Haziran’da, Kavel’de, Yeni Çeltek’te olduğu gibi…
Tıpkı 89 baharı, 90’larda Ankara yollarına düşen Zonguldak madencileri gibi, ülkede metal fırtına estiren metal işçileri gibi…
Varsın şimdi “işçiden esmesin yel”, koca koca konfederasyonlar görmesin, siyasetler sussun, milyonlar duymasın, varsın büyük sevdamız sosyalizm uzak bir gelecekte parlasın, biz “toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çok” olanlar, sarı baretliler, yerin altını ısrarla kazmaya çalışan köstebekler misali, yeraltından yeryüzüne çıkmak için sabırla ‘yeni nefeslikler’ açmaya devam edelim!