“Yüzyılımızın başında, Tatavla’da oturanların bir kısmını tüccarlar, bankerler, banka memurları, mağaza sahipleri ve öğretmenler oluşturuyordu. Halkın daha fakir kesimi ise seyyar satıcılık, arabacılık, sakalık ve hamallık yapardı. Komşu Türk mahallesi Kasımpaşa gibi Tatavla’nın da tulumbacı ve külhanbeyleri meşhurdu. Zaman zaman tüm İstanbul halkını dehşete düşüren azılı canilerin veya güzel ve ünlü yosmaların da çıktığı görülürdü. İstanbul’un işgal yıllarında sivrilen ve sadece Türklere musallat olan Hrisantos bunların en tanınmışlarından biriydi.”
Orhan Türker, Osmanlı İstanbulu’ndan Bir Köşe Tatavla kitabında on dokuzuncu yüzyılın başındaki Tatavla insanlarını böyle anlatıyor. Artık Tatavla o günlerdeki kadar hareketli olmasa da içinde barındırdığı insan silüetleriyle farklı kültürleri yaşatmaya devam ediyor.
Fotoğrafçı Ufuk Koşar’ın objektifinden Tatavla’nın silüetleri…